sabato 18 ottobre 2008

Öz Vakkas Ltd.



Uzun zamandır varolan ''Gel de şu aletleri kullanmayı bana öğret'' taleplerini, smokin'in gelişimini gözlemleme vesilesiyle gelişen akşam yemeği davetinin başlangıç menüsüne koyaraktan, yarı eksperimental, yarı 'gezelim görelim sektörde neler oluyor bilelim' niyetiyle lupita'nın yancısı olaraktan İstinye Park Hillside'da aldık dün soluğu.
Kendisini latin alfabesinin başlangıç harfleriyle kategorize eden insanların (saat kısıtlamalı trofolo kardesimi tenzih ederim) bizim şehirdeki vıcık spor ortamlarına ısınamadım oldum olası. O yüzden de müşteri olarak ya uzak durdum ya da daha mahallesel kompakt ortamları tercih ettim. Tüm bu ön yargılarım ve ben, işin içine bir de artık meslek icabı gayri ihtiyari gelişen yanlış yerleşim, kötü dizayn gibi masanın diğer tarafından bakıp bok atmalarla gittiğimiz yere pek de şans bırakmıyoruz.
Bu ara ne de olsa hareket yok bütün gün kıç büyütüyoruz , bayram oncesinde hiç olmazsa evde gym stick'le oynuyorduk onu da bıraktık, iki hareket olsun enerji bi tarafımızda patlamasın niyetindeyiz ama kulubün kapısından girdiğimizde anlıyoruz ki 'bu bayrak o bayrak' değil. Daha asansör de başlıyor bak istemiyorsak gitmeyebiliriz zorunda değiliz yan çizmeleri... Buna bir de dünkü gibi prime time oluşunun verdiği douchebag yoğunluğu eklenince spor yapmak hikaye oluyor. Bir yığın kıçlarını yırtmalarına rağmen hala çirkin olan vucutlarıyla ortalıkta kasım kasım kasılan herifin ve ortamdan feysbuk harici sosyalleşme güdülerini tatmin eden hatunun arasında vakkaslamak keyifsiz bir hadise... Salmaya zaten dünden razı Lupita'nın 'bugün de hic havamda değilim' , 'benim kolum öyle açılmıyo demek ki bu hareketi yapamam' , 'istekli olmayınca yapmak daha kötü soğuyorum sonra' gibi alışılagelmiş şahsına münhasırlıkları ve giderek düşen enerjimizle utanmasak salonun bir yerine kıvrılıp 2 dk kestirecek modumuz, doğru adresin çok uzatmadan bir an evvel soyunma odası olduğunu zaten bas bas bağırıyordu.
Gün içinde Ankara'daki bir üyeden posta yoluyla gelen 'kulüpteki yüksek müzik sesi' konulu şikayet mektubunun üzerine insanın kafasına kafasına vuran bangırdak muzik ve üye şikayetleri yuzunden değişen dolaplarla, çatlayan patlayan yerlerin soyunma odasında oluşturduğu bitmek bilmeyen tadilatlar da akşamın manidargücü oldu.
Yine de arkadaşlara tavsiyem içinde envai çeşit dükkan olan bir AVM içi spor kulübünde kitap,dvd,zeytinyağı,makarna gibi ıvır zıvır satış noktalarında gerzekçe balık avlayıp ders stüdyolarından büyük kuaför alanları ayıracaklarına hareket edilemeyecek derecede kıç kıça olan spor alanlarını büyütmeleridir ama bu yolda devam etmeleri de olası bir gelecekte beni daha mutlu edebilir tabi...


http://www.cabinetmagazine.org/issues/29/pena.php

Nessun commento: